1- Son dönemlerde yaşanan yargısal olay ve süreçler sebebiyle toplumda hukuka, yargıya, adalete duyulan güven hızla azalmaktadır ve bu son derece tehlikelidir. Temelinde hukukun üstünlüğü ve adaletin bulunmadığı hiçbir toplum varlığını sürdüremez, sorunlarını çözemez. Bağımsız ve tarafsız bir yargı,savunma hakkı,adil yargılanma hakkı,hak arama özgürlüğü demokrasinin temelidir.
2- Savunma ve onun temsilcisi avukat, halkın hak arama özgürlüğünün aracı ve güvencesidir, iddia ve yargı makamı ile eşit düzeydedir. Savunmaya,avukata yöneltilen her türlü baskı, engelleme, sınırlama bizzat halkın hukuk güvenliğine ve adalete yönelik bir saldırıdır. Avukatlar adalet sisteminde "AKTÖR" değil asli unsurdur.
3- Özellikle topluma mal olmuş davalar ve özel görevli mahkemeler başta olmak üzere yargılamalarda avukata yönelik kısıtlama ve engellemeler , saldırılar tahammül ve kabul edilemez düzeye ulaşmıştır.Ancak bilinmelidir ki avukatlar ve barolar hukuksuzluğa ,zulme,baskıya teslim olmayacaklar;hukukun üstünlüğünü, adil yargılanma hakkını, demokrasiyi kararlılıkla savunmaya devam edeceklerdir.
4- Avukatlık Kanunun 76. maddesi toplumun hak ve hukukunu korumak adına barolara görev ve yetki vermektedir. Bu görev ve yetkiyle barolar vatandaşların hak ve hukukunu korumak adına davalar açabilmekte açılmış davalara müdahale edebilmektedir. Son dönemlerde baroların bu tür davalarda taraf ehliyetinin bulunmadığına ilişkin ve toplumun çıkarlarını koruyan bu işlevlerini ortadan kaldırmayı sonuçlayacak İdari Yargı Kararları toplum adına kaygı vericidir ve kabul edilmez.
5- Hukukun üstünlüğünün en önemli güvencelerinden olan avukatlara ve barolara yönelik her türlü saldırı kimden gelirse gelsin hak ettiği karşılığı görecektir.
6- Adil yargılama yargı için bir görev, kişi için bir haktır. Hukuk ve adalet herkes için gereklidir. Barolar kişi ve düşünce ayrımı gözetmeksizin herkesin adil yargılanma hakkını kararlılıkla gözetmeye ve sahip çıkmaya devam edeceklerdir.