2020-2021 ADLİ YIL AÇILIŞI ÇELENK TÖRENİ
Tarih: 1.09.2020 | Okunma Sayısı: 639

2020-2021 Adli Yıl Açılışı vesilesi ile Baromuz tarafından 01.09.2020 tarihinde Atatürk Anıtına Çelenk sunularak, aramızdan ayrılan tüm yargı mensupları ve hukukçular anısı  için  saygı duruşunda bulunulmuştur.

Tören, Baro Başkanımız Av. Turgay HINIZ, Baro Yönetim Kurulu Üyelerimiz, ve birçok meslektaşımızın katılımıyla gerçekleşmiştir.

 

Baro Başkanımız Av.Turgay HINIZ'ın 2020-2021 Adli Yıl Açılış Konuşması

2020-2021 Adli Yılını; Dünyayı ve Ülkemizi etkisi altına alan COVİD-19 küresel salgının yaratmış olduğu ağır  koşullarda karşılıyoruz. Her yıl olduğu gibi adli yıl açılışımıza üzülerek temennilerle başlamak durumundayız; yine her yıl olduğu gibi bu yıl da yargının tarafsız ve bağımsızlığı ilkeleri gereğince Adli Yıl açılış törenlerinin yürütme ya da yasamanın mekânında değil, görev yerimiz olan yargı mekanlarında yani Adliyelerde düzenlenmesini umuyor ve bekliyorken, geçen yıl olduğu gibi bu yıl da Ankara’da adli yıl açılış töreninin Yürütme erkinin en üst makamı olan Cumhurbaşkanlığına ait külliyede yapılacak olmasını öğrenmiş bulunmaktayız. Hukukun üstünlüğü ve yargı bağımsızlığı ilkeleri gereği yargı mensuplarının tarafsız ve bağımsız olmalarının yanında, toplum nezdinde tarafsız ve bağımsız olduklarına ilişkin inancın sarsılmasına yol açacak davranışlardan kaçınmaları zorunlu ve gerekli olduğunu bu yılki adli yıl açılışımızda bir kez daha hatırlatıyoruz.

 

Bu adli yılı Covid pandemisini en ağır şekilde yaşadığımız ve bunun mesleğimize etkilerini iliklerimize kadar hissettiğimiz sırada,  hiç gündemde yok iken ve mesleki sorunlarımıza çözüm yerine tam aksine mesleki sorunlarımızın çözümüne ket vuracak,  çoklu/paralel  baro sistemi  gündeme getirilmesi ve bunun kabulü ile karşıladık. Türkiye’de  80 Baro, yapılmak istenen bu değişikliğe açıkça ve net olarak itiraz etmiş olmasına rağmen bu konuda Barolarımız  dinlenmeyerek antidemokratik usullerle paralel baroların önü açılmış ve netice olarak bağımsız savunmaya adeta darbe yapılmıştır. Kırklareli Barosu olarak daha ilk günden itibaren yapılmak istenen bu değişikliğin anayasamıza aykırılığı vurgulanmış, savunmanın bağımsızlığı ilkesine aykırı olduğu her mecrada dile getirilmiş ve getirmeye de devam ediyoruz. Çoklu baro, paralel baro demektir ve bu özgür savunmanın kısıtlanması demektir, bu antidemokratik düzenlemeden bir an önce geri dönülmesini aksi takdirde Türk Yargı sistemine ilerleyen süreçlerde ciddi zararlar verileceğini  tarihe bir not olarak düşüyoruz.

Anayasamızda açıkça yazılı olduğu üzere; Türkiye Cumhuriyeti laik, demokratik, sosyal bir hukuk devletidir. Bağımsız ve tarafsız yargı, Hukuk Devleti ve Demokrasinin olmazsa olmazıdır. Bağımsız yargıyı bağımsız yapan ise bağımsız savunmadır. Anayasamızdan, Avukatlık Kanunumuzdan ve her şeyden önce mesleğimizin  onurlu tarihinden aldığımız güçle hukukun üstünlüğünü ve insan haklarını savunmak, korumak ve bu kavramlara işlerlik kazandırmak her daim asli vazifemiz olmuş bu aynı zamanda meslek örgütü olarak Baroları çağdaş demokratik hukuk devletinin ayrılmaz bir parçası yapmıştır.  Barolarımız, Avukatın müvekkiline ve her türlü güce karşı bağımsızlığının ve özerkliğinin koruyucusu, yargı içerisinde yurttaşlarımızın temel hak ve özgürlüklerinin, adil yargılanma hakkının, hak arama özgürlüğünün teminatı ve savunucusudurlar. Bu perspektiften bakıldığında,  yargı kurumlarının tekliği ve bölünmezliği kadar baroların bölünmezliği ve tekliği  de yukarıdaki hakların yegane teminatını oluşturmaktadır.  Bu yüzden  Baroların parçalanıp, bölünerek etkisizleştirilmesine, paralel baroların ve hatta siyasi parti barolarının kurulmasına yol açacak bu düzenlemeler ile Türk Yargı Sistemi ciddi yaralar alacak, bu durumun yapılan yargılamaların sorgulanmasına kadar gidecek ciddi sonuçları olacaktır. Burada bir kez daha haykırıyoruz, yol yakınken  bu yanlıştan dönünüz!

 

Her adli yıl açılışında  ifade ettiğimiz yargının ağır sorunlarının çözülmesi temennilerimizin ilerleyen zamanda kadük kaldığını üzülerek görmekteyiz.  Bu ağır sorunlar, bu dönem eklenen özellikle Covid 19 pandemisi  ile daha da ağırlaşmış memleketin dört bir yanından adalet haykırışlarını duyar hale gelmiş bulunmaktayız. Adalete erişim hakkının kısıtlanması, adil yargılanma hakkının ciddi anlamda ihlal edilmesi,  kapalı sistem Sulh Ceza Hakimlikleri, yargıda hedef süreler konarak yargılama sürelerinin her daim kısalacağı belirtilse de hala önümüzde uzun yargılama süreleri sorun olarak durması,  zorunlu arabuluculuk ve uzlaştırma  gibi  adli mekanizmanın içerisine yapay mekanizmalar getirilerek hem avukatlık mesleğinin iş alanlarını daraltılması hem de yurttaşlarımızın en temel hakkı olan hak  arama hürriyetinin önüne engel konması, icralarda ve mahkemelerde çığ gibi artan dosya sayısı ve yetersiz personel nedeni ile işlerin kilitlenmesi, liyakatten uzak hakim ve savcı alımı sonucu bu  mahkemelerin ve savcılıkların vermiş oldukları  bazı kararların  adil yargılanma   ve hukuk güvenliği ilkelerinin büyük yaralar almasına sebebiyet vermesi, bu durumun ayrıca adli mekanizmanın kilitlenmesi ve  iş yapamaz hale gelmesi ve daha bir çok sorun dağ  gibi önümüzde durmaya devam ediyor.Yine bunlara ek olarak çığ gibi artan hukuk fakülteleri ve bu fakültelerde verilen hukuk eğitiminin niteliksizliği sonucu Avukat olmak için bekleyen binlerce öğrenci  daha pek çok sorun tüm bu sorunların çözümü için bir paydaş olarak bizlerin de görüşünün alınması ise temenni olarak tüm adli yıl açılış konuşmalarımızda yer almakta bu dönem de bu temennilerimizi tekrarlıyoruz.

Ancak bizleri yargıda sorun olarak gören zihniyetin farkındayız; zira bu süreci Ankara’da  Avukatlı Kanununda yapılmak istenen değişikliğin yanlışlığını anlatmak için Türkiye’nin dört bir yanından gelen Baro Başkanlarımız ile canlı olarak Avukatlara ve ve örgütlü gücü  olan Barolara yapılan baskı, sindirme ve saldırıyı  bizzat canlı olarak gözlemledik, yaşadık. Ama unutulmamalıdır ki bağımsız Barolar varsa Bağımsız Avukatlar ve bağımsız savunma vardır. Bizlerin varlığı yurttaşlarımızın adil yargılanmasının, hak arama özgürlüğünün teminatıdır. Netice olarak bizlere yapılacak sindirme, baskı, saldırı en basit tabiri ile yurttaşlarımızın en temel anayasal haklarına yapılmıştır. Her şeye rağmen şu iyi bilinmelidir ki bizler susmayacağız, Cumhuriyetimizin değerlerinden, mesleğimizin tarihinden, anayasamızdan ve avukatlı kanunundan aldığımız güçle itirazlarımızı gerektiği her yerde sunacağız.

 

 

Barolar Cumhuriyetin, demokrasinin, hukuk devletinin, laikliğin ve hak arama özgürlüğünün savunucuları, adli yargılanma hakkının, demokratik Hukuk Devletinin de teminatıdır. Bu bağlamda hukuk mücadelemizi sürdürme kararlığımızı kamuoyuyla paylaşıyor, Hak ve adalet arayışı yolunda fedakarca çalışan, demokrasi ve hukuk devletinden yana avukat, hakim, savcı meslektaşlarımız ile adliye ve avukatlık bürosu çalışanlarımız başta olmak üzere tüm yurttaşlarımızın yeni adli yılını kutluyoruz.

 

                                                                                  KIRKLARELİ BARO BAŞKANLIĞI

 

ETKİNLİK TAKVİMİ

19.10.2024
AV. MÜMÜN NEŞETOĞLU
BARO BAŞKANI

© Web sitesi hizmeti Türkiye Barolar Birliği tarafından verilmektedir.