|
Kırklareli Barosu Başkanlığı ile Kırklareli Barosu Kadın Hukuku Komisyonu Başkanlığı tarafından 8 Mart Dünya Kadınlar Günü dolayısıyla 06 Mart 2015 Cuma günü saat 14.30da Kırklareli Adliye Sarayında bir program düzenlendi.
* Saygılı; Sıkıntıların sona ermesini temenni ediyorum.
Düzenlenen programda ilk konuşmayı yapan Kırklareli Barosu Başkanı Av. Harun Saygılı sağlıklı bir toplumun temel taşı olarak gördükleri kadınların sıkıntılarının son bulması temennisinde bulunarak şunları kaydetti:
08 Mart 1857 tarihinden buyana geçirdiği bir dizi aşamadan sonra 16.Aralık 1977 tarihli Birleşmiş Milletler Genel Kurulu Kararıyla "Dünya Kadınlar Günü" olarak anılmaya başlanan 8 Mart' in ülkemiz ve tüm dünya kadınlarına mutluluk ve huzur getirmesini diliyoruz.
Bu itibarla sağlıklı bir toplumun temel taşı olarak gördüğümüz kadınların, geçmişten günümüze yaşadıkları sıkıntıların artık son bulması isteğimizi yineliyor, bu yolda her türlü katkıyı sağlamaya hazır olduğumuzu kararlılıkla tekrarlıyor. 8 Mart Dünya Kadınlar Gününü kutluyor, saygı ve sevgilerimizi sunuyoruz.
* Yaman; Etkili politikalar hızla yaşama geçirilmeli
Kırklareli Barosu Kadın Hukuku Komisyonu Başkan Yardımcısı Av. Oylum Yamanda yaptığı konuşmasında toplumsal cinsiyet ayrımcılığı ile mücadele için geliştirilecek etkili politikaların hızla yaşama geçirilmesi gerektiğini belirterek şunları kaydetti:
Dünya Kadınlar Günü kadınların eşit işe eşit ücret, günde sekiz saat çalışma ve doğum izni talepleriyle 1857 yılında başlattıkları eşitlik mücadelesinde, hakları uğruna can verdiği gündür. Günümüzde 8 Martlar, kadın sorunlarına çözüm önerilerinin kadınlara karşı her türlü ayrımcılığın kaldırılması ve kadına yönelik şiddete son verilmesi istemlerinin; bir kez daha dile getirildiği gündür.
Yoksulluk, eşitsizlik ve sosyal adaletsizlik dünyada kadınları erkeklerden daha çok etkilemektedir. Halen tüm toplumlarda kadınlar daha az eğitim almakta, okuma yazma öğrenmeleri engellenmektedir. Türkiye de kadınlar siyasal hayatta ve gerek kamu gerekse özel işletmelerde yönetici olarak temsil edilmemektedir.
Son günlerde giderek artan sayıda kadın eşi, eski eşi veya sevgilisi tarafından şiddet görmekte, öldürülmekte ve cinayete kurban gitmekte, şiddet olaylarına maruz kalmaktadır.
Kadına yönelik şiddet kamusal veya özel yaşamda kadınlara fiziksel, cinsel veya psikolojik acı, ıstırap veren ya da verebilecek olan cinsiyete dayanan bir eylem, tehdit, zorlama, keyfi olarak özgürlükten, ekonomik gereksinimlerden yoksun bırakma olarak tanımlanmaktadır. Kadınlara yönelik şiddet halen en utanç verici insan hakları ihlallerindendir. Dünya ve Türkiye`de kadınlara yönelik şiddet her geçen gün artmaktadır. Resmi rakamlara göre 7 yılda %1400 artış göstermiştir. Ülkemizde kadınlar, yaşamın her alanında şiddete maruz kalmaktadır. Ama kadınlar en çok eşleri ya da sevgilileri tarafından şiddete maruz bırakılmaktadırlar.
Hayatı boyunca eşinden en az bir kez fiziksel şiddet görmüş kadınların oranı Türkiye genelinde % 39dur. Boşanmış ve ayrılmış kadınların %78i fiziksel şiddete maruz kalmaktadır. Eğitim düzeyi arttıkça fiziksel şiddet gördüğünü söyleyen kadınların oranı azalmaktadır. Okuma yazma bilmeyen kadınlar arasında en az bir kez fiziksel şiddete maruz kaldığını söyleyenlerin oranı %43 iken, yüksek öğrenim görmüş kadınlar arasında bu oran % 12dir.
Kadına yönelik şiddete yasal önlemlerin alınması ile ilgili bir sorun da, kadına yönelik şiddet davalarında haksız tahrik indirimi uygulanmaktadır; Halen mevcut yasalara göre yargı organlarınca cinsel tacize uğrayan çocuk ve kadınların ruh sağlığının bozulup bozulmadığını değerlendirmeleri istenmektedir. Şiddete uğramak kadınlarda birçok ruhsal hastalığın oluşumunu tetiklemektedir.
8 Mart Dünya Kadınlar TUBAKKOM ve Kırklareli Barosu olarak tüm bu olumsuzlukların giderilmesi için öneri ve taleplerimiz;
- İmzalanmış olan uluslararası sözleşmelerin yaşama geçirilmesi: 2006/17 Sayılı Başbakanlık Genelgesi gibi olumlu yöndeki tüm hukuksal düzenlemeler köklü yapısal çözümler üretilmesi beklenmeden uygulamaya konmalıdır. Türkiyenin kabul ettiği Kadınlara Karşı Her Türlü Ayrımcılığın Önlenmesi Sözleşmesi (CEDAW)ne göre; Türkiye, toplumsal cinsiyet eşitsizliklerini gidermekle ve kadına yönelik şiddeti önlemekle mükelleftir.
- Kadınların yaşam haklarını garanti altına almak üzere ciddi ve kapsamlı bir eylem planı hazırlanmalı, gerekli tüm adımlar atılmalı ve fiili olarak yaşama geçirilmelidir. Türkiye Büyük Millet Meclisi Kadın Erkek Fırsat Eşitliği Komisyonu faaliyet raporu ve Kadının Statüsü Genel Müdürlüğünün hazırladığı eylem planları hızla uygulanmaya geçirilmelidir.
- Kadına yönelik şiddet davalarında uygulanan haksız tahrik indirimleri kaldırılmalı, 5237 sayılı TCKnın 29. Maddesi uygulanmamalıdır. Namus cinayetleri, uluslararası hukuk açısından yargısız infaz olarak kabul edilmektedir. Bu cinayetleri engellemek için farklı düzeylerde stratejiler geliştirilmelidir.
- Şiddet gören, ölümle tehdit edilen kadınlar tüm yasal haklarını kullanmaları sağlanmalıdır.
- Kadınlara yönelik her tür düzenleme kadınların ve kadın örgütlerinin görüşleri alınarak yapılmalıdır. Sivil Toplum Kuruluşlarının talepleri karşılanmalı, çalışmalarına destek verilmelidir.
- Toplumsal cinsiyet ayrımcılığı ile mücadele için geliştirilecek etkili politikalar hızla yaşama geçirilmelidir.
- Kadınlarımızı anladığımız, saygı duyduğumuz, yaşam ve özgürlük hakkı başta olmak üzere sağlık, eğitim, yiyecek, barınma ve toplumsal hizmetler de içinde olmak üzere sağlığına ve esenliğine uygun bir yaşam düzeyine kavuşma mal ve mülk edinme; çalışma, işini seçme özgürlüğüne saygı duyulduğu ölçüde mutlu bir dünya kurmuş oluruz.
Birlik dayanışma ve mücadele günü olan bu günde bütün dünya ve ülkemiz kadınlarının 8 Mart Dünya Kadınlar Gününü kutluyoruz.
Konuşmaların ardından Kırklareli Barosu Başkanı Av. Harun Saygılı başta Kırklareli Barosu Kadın Hukuk Komisyonu Başkanı Av. Nilgün Ülgen olmak üzere programa katılan tüm Kadın Avukatlara çiçek takdim ederek günlerini kutladı.
http://www.yesilyurtgazetesi.com/Soylenenler-sozde-kalmasin_9807606.html