Baromuz Yönetim Kurulu’nun 09.11.2012 tarih ve 2012/268 sayılı kararı uyarınca Baromuz nezdinde kurulmuş bulunan Kurum ve Kamu Avukatları ile Bağlı Çalışan Avukatlar Komisyonu’nun 02.03.2013 tarihli Türkiye Barolar Birliği Başkanlığı Kamu Avukatları Platformu toplantısına sunmak üzere, Kamu ve Kurum Avukatlarının sorunları ve çözüm önerilerine dair çalışma metni aşağıda yer almaktadır.
Saygılarımızla arz ederiz.
*Öncelikle ve ivedilikle belirtmek gerekir ki Kamu Avukatlarının en önemli ve özel görevleri; bağlı bulundukları kamu idarelerinin hukuka uygun davranmasını sağlamak bağlamında istişari hukuki hizmetleri yürütmek ve kamu kurum ve kuruluşlarının hukuki problemlerinin çözümü noktasında adli merciler nezdinde gerekil iş ve işlemleri takip etmektedir.
Anayasal Hukuk Devleti İlkesinin fiilİ tecellisi yönünde üstlenilmiş bulunan bu önemli görev nazarında Kamu Avukatlarının mali ve özlük hakları bağlamında ekonomik anlamda rahat ve güvenli bir rejime tabi olarak çalışmaları gerektiği aşikârdır. Takip edilen iş ve işlemlerin maddi değerlerinin yüksekliği ve bu açıdan üstlenilen sorumluğun niteliği nazarında mezkûr ihtiyaç kendisini daha da belirgin bir biçimde ortaya koymaktadır. Bu itibarla özelikle yıllardır dile getirildiği üzere ekonomik gelire dayanak meblağlar ve ek gösterge rakamları üzerinde gerekli düzenlemelerin ivedi bir biçimde ele alınması, bununla birlikte özlük haklarına dair ayrıntılı ve ivedi düzenlemelerin bir an önce hayata geçirilmesi gerekmektedir. Hali hazırda Kamu Avukatlarının ek göstergesi 3000 puan iken Kamuda çalışan Kamu Avukatları gibi spesifik bir akademik eğitim alarak görev ifa eden mimarların, mühendislerin, eczacıların, doktorların ve diş doktorlarının ek gösterge puanı 3600’dür. Bu cümleden hareketle Kamu Avukatlarının adli görev ifa ettikleri göz önüne alınarak kendileriyle aynı eğitimi almış ve kendileri gibi adli görev ifa eden hâkim ve savcılarla aynı ek gösterge puanını paylaşması gerektiği aşikâr olmakla birlikte Kamu Avukatlarının ek gösterge puanlarının en az 3600’e çıkartılması gerektiği yadsınamaz bir gerçektir.
*Hukuk nosyonu ve meslek ifası noktasında branşımızın özel niteliği karşısında; taşrada çalışan tüm Kamu Avukatlarının Kurum ya da Bakanlık merkezinde bulunan Hukuk Müşavirliklerine doğrudan bağlı olması ve bu mucipte idari hiyerarşi açısından taşra teşkilatı silsilesinden çıkarılması gerektiği kanaatindeyiz. Zira takdirlerinizde de tecelli olacağı üzere bir hukukçunun ancak ve ancak hukukçu bir amire bağlı olmak suretiyle, aynı dili konuştuğu meslektaşlarına bağlı olarak çalışması bir gerekliliktir. Bununla birlikte taşrada çalışan Kamu Avukatlarının idari denetimi bizzahati merkez Hukuk Müşavirlerince gerçekleştirilmelidir. Zira kurum merkezlerinde istihdam edilen denetçilerin neredeyse hepsi hukuk fakülteleri harici fakültelerden mezun durumdadırlar.Kaldı ki, bir avukatı denetlemek için sadece hukuk fakültesi mezunu olmak da yeterli değildir. Avukatı denetleyecek kişinin de avukat olması ve bilfiil mesleği uzun yıllar icra etmiş olması gerekmektedir. Az evvel de izah edildiği üzere mesleğimizin ifası hususundaki özellik nazarında bir hukukçunun gerçek anlamda denetimi ancak ve ancak aynı hukuk dilini konuştuğu meslektaşının denetimi ile mümkün ve muteberdir.
*Kamu kurumlarının idari işleyişinin tetkiki neticesinde kurumsal bağlamda Kurum Avukatı sıfatı ile meslek icrasına devam eden meslektaşlarımızın idari bağlamda üst kademe yöneticilik pozisyonlarına yükselme imkânının pek mümkün olmadığı gözlemlenmektedir. Bu cümleden; Kamu Avukatı sıfatını haiz meslektaşlarımızın; bağlı oldukları kurumların mevzuatına hakim oldukları ve almış bulundukları hukuk nosyonu muvacehesinde yönetim alanında bir çok bağlamda bilgili olmaları nazarında; Kamu Avukatı meslektaşlarımızın üst derece yöneticilik makamlarına yükselmelerinin önünün açılması ve bu amca yönelik mevzuat düzenlemelerinin gerçekleştirilmesi gerektiği kanaatindeyiz.Böylece Anayasamızda ifadesini bulun Hukuk Devleti ve Hukuka Bağlı İdare kavramlarının tezahürünün sağlanması konusunda çok kısa sürede ve masrafsızca çok ciddi mesafeler alınmış olunacağı görülecektir. Böylelikle vatandaşın Devlete olan güveninin artacağı da su götürmez bir gerçektir. Ayrıca gelişmiş olarak nitelediğimiz, insanına önem verdiğini ve hukuka saygı duyduğunu düşündüğümüz devletlerin yönetici kademeleri incelendiğinde bahse konu devletlerin birçoğunun üst düzey bürokrat kadrolarının hukukçulardan özellikle avukatlardan oluştuğunu görmekteyiz.
*Bilindiği üzere mevzuatta yapılan değişiklikle birlikte Kamu Avukatlığı kadrolarına atanma hali; ÖSYM tarafından düzenlenen KPSS akabinde merkezi yerleştirme usuli ile yapılmaktan çıkartılmış; bunun yerine KPSS’den alınan puanlar nazarında kurumların kendilerinin yapacakları yazılı ve/veya sözlü sınavlar arifesinde gerçekleştirilme usulüne tabi tutulmuştur.Kamu kurumlarında çeşitli unvanlarla görev almak isteyen meslektaşlarımız,adı geçen mesleklerin hemen hepsinde göreve başlayabilmek için yapılan mülakatlarda başarılı olmak durumundadırlar.Hal bu iken;kamu kurumları nezdinde görev alabilmek adına bugüne kadar herhangi bir mülakata tabi tutulmayan Kurum Avukatlığı kadrolarına atanabilmek için mülakatta başarılı olmak şartının getirilmesi ciddi hak kayıpları ve mağduriyetlere sebebiyet verebilecek niteliktedir.Aynı zamanda mesleğe başlayabilmek için mevzuat değişikliği ile mülakatta başarılı olmak şartı getirilmiş;ancak mali ve özlük haklar bağlamında bu mucipte herhangi bir değişiklik yapılmamıştır.Mesleğe başlama hususu mülakatta başarılı olma şartına bağlı olsun ya da olmasın,Kamu Avukatlığı;niteliği,önemi,sorumluluğu ve iş yükü nazarında uzmanlık vb. diğer meslekler gibi bir kariyer mesleği haline getirilmeli;mali ve özlük haklar buna göre yeniden düzenlenmelidir.
*Birliğimizin biz Kamu Avukatlarının mesleki sorunlarının tespiti bağlamında oluşturmuş olduğu platformun bizlere yapacağı katkılar aşikardır. Bununla birlikte benzeri çalışmalar sıklıkla Barolarımız nezdinde de gerçekleştirilmeli ve bu bağlamda bir kamuoyunun oluşturulması sağlanmalıdır. Zira biz Kamu Avukatlarının kurumlarımız nezdinde kazanacağı itibar; en az bizler kadar serbest çalışan meslektaşlarımız için de önem arz etmektedir. Bu bağlamda; mesleğimiz özelliği gereği serbest çalışan meslektaşlarımızın kamu kurumları ile sürekli irtibat halinde olduğu aşikârdır. Kurumlarda görevli biz Kamu Avukatlarının kurum nezdindeki itibarı ne kadar kuvvetli olursa;işi gereği kurumlarla muhatap olan serbest çalışan meslektaşlarımızın diğer memur ve kurum amirlerinden göreceği muamele ve karşılık o derece özel ve nitelikli olacaktır.
*Bizlerin meslek örgütümüz olan Barolara ihtiyacımız ne kadar fazla ise, Barolarımızın da levhalarına kayıt olacak her bir Kamu Avukatı ile daha da güçlü hale geleceği aşikârdır. Bu bağlamda mevzuatta yapılacak değişiklikle biz Kamu Avukatlarının Baro levhalarına kayıtlı olmaları yönünde zorunluluk getirilmesi gerektiği kanaatindeyiz. Bununla birlikte mevzuatta yapılacak adı geçen değişiklik aynı zamanda Kamu Avukatlarının aidatlarının da bağlı oldukları kurumlarca karşılanacağı hususunu teşmil etmelidir.
*Mevzuatta yapılan değişiklikle birlikte tüm Kamu Avukatları çalışma usulü yönünden 659 sayılı Kanun Hükmünde Kararname hükümlerine tabi kılınmış bulunmaktadır.Mezkur mevzuat hükümleri nazarında karşılaşılan problemlerin en belirginlerinden bir tanesi dava açılması ya da icra takibi yapılmasına karar verilmesi;ya da bu yollardan ve kanun yoluna başvuru hususundan vazgeçilmesi noktasındadır.Zira adı geçen hususlarda takdir yetkisi;harcama yetkililerinin iradesine tabi kılınmış bulunmakta,bu durum uygulama da birtakım ciddi sıkıntıları da berberinde getirmektedir.Zira takip edilen işlerin süreli ve hak kayıplarına uğranması noktasında riskli olması nazarında;mezkur konularda biz Kamu Avukatlarına daha geniş yetkiler tanınması gerektiği kanaatindeyiz.
*Mevzuattaki hızlı değişiklik;hukuk sistemimizde içtihatların yeri ve önemi ile işlerimizin yoğunluğu nazarında meslek ifası sırasında teknoloji ile birlikte bir takım ihtiyaçlarımızın hasıl olduğu aşikardır.Bu itibarla,öncelikle ve önemle; kurumlarımız tarafından biz Kamu Avukatlarının kullanımına yönelik mevzuat ve içtihad programlarının temininde bir an evvel somut adılar atılmalıdır.
*En nihayetinde yılardır süregelen en önemli problemimizin vekâlet ücretlerimiz hususunda olduğunu belirtmek isteriz. Zira takip etmiş olduğumuz dava ve icra takipleri neticesinde uyuşmazlığın diğer yanından tahsil edilen ve devlet hazinesine en ufak bir maliyeti olmayan; tamamen tarafımızca kazanılan vekâlet ücretlerinin çok cüzi bir kısmının bizlere verildiği aşikârdır. Bu mucipte kazanılan vekâlet ücretlerinin tamamının biz Kamu Avukatlarına tahsisi gerekmektedir. Zira uygulamanın bu yönde tecellisi, çalışma motivasyonunu da olumlu yönde etkileyecek; sunulan hizmetten daha ciddi verim alınmasını sağlanacaktır.
Tüm bu izahatlar ışığında mesleğimizin ifası sırasında desteğini ve gücünü her zaman yanımızda hissetmek istediğimiz meslek örgütlerimiz Baroların ve Birliğimizin tarih itibari ile sorunlarımızı nazara almak suretiyle bir platform oluşturmuş bulunması hususunun bizleri daha da güçlü kılacağı aşikârdır. Planlanan müstakbel çalışmaların sorunlarımızın çözümü noktasında sağlayacağı desteğe olan sonsuz inancımızla birlikte Birliğimize bir kez daha teşekkür etmek isteriz.
Kırklareli Barosu Başkanlığı Kurum ve Kamu Avukatları ile Bağlı Çalışan Avukatlar Komisyonu